Bu yazıyı köyde birlikte yeşil erik aşırdığımız Şükrü başta tüm
arkadaşlarıma ve bahçelerinden göz hakkı olarak erik aşırdığımız
bahçe sahiplerine ithaf ediyorum ...
Çok güzel günlerdi , şimdi yine yapmak isterdim... ( ŞS )

Köydeki çocukluk yıllarımı anımsıyorum . Okulumuz da soba yanardı , kışın sonlarına odun bir türlü yetişmez ve biterdi bu yüzden hergün sırayla evlerimizden çocuk kucaklarımızla odun getirirdik soğuk sınıflarımızı ısıtabilmek için . Şubatın sonu mart ayının ilk yarısı bizim oralarda da sert ve meşhur soğukları ile geçerdi . Soğuktan ve okuldan sıkılmaya başladığımız günlerde kış güneşi kendini göstermeye başladığında , karlar kalkmaya yüztuttuğuna , hayvanlarımızın peşinden kırlara gittiğimizde önce çimenlerin arasında fışıkıran baharın ilk kır çiçeklerini görürdük. Ardından uzun bir süredir kış uykusuna yatan ağaçların uyanışı başlardı . Bir sabah kalktığınızda aninden , neredeyse bir gecede bahçenizdeki erik agacının gelinlik bir kız gibi beyaza büründüğünü gördüğümüzde içimizeki çoşku güvercini pır der havalanıverirdi . Sonra okula doğru uçarcasına kanatlanırdım tıpkı o güvercin gibi . Bilirdim ki artık soğukların sonu , çoşkulu baharın başlangıcı ve yazın yakın olduğunu . Çünkü erik ağacımız çiçeklenmiştir.
Sonra yeşillenir usul usul yapraklar o beyaz çiçekler arasında , hergün sabırsılıkla hatta yakından takip başlar , inceleriz onu bir bilim adamı titizliğinde . Bu esnada aniden soğuyan hatta zaman zaman düşen karda bizi üzerdi , bilirdik ki bu ağacımıza ve yapacağı meyvelere zarar verecektir . Çocuk kalbimizle dua ederdik " noolur yağdırma kar Allahım , yoksa erikler çiçeklerini dökecek, mahrum bırakma bizi bundan ... " diye .

Bu yılki yeşil erik ritüelimi de dün akşam yaptım , yani 8 Nisan'da , geçen yıl 9 nisan , ondan önceki 14 nisan diye net olarak anımsadığımı söylersem sanırım içimdeki tarifsiz duyguyu anlatabilmiş olurum :)
İçimdeki güvercin çoşkuyla kanat çırpıyor , ağzında bir küçük yeşil erik dalıyla ...
Hoş geldin yeşil erik mevsimi , iyi ki geldin ...
Aylak Adam
Nisan 2013
Ve bir şiir ...
tabakta tepeleme erik
ama gözün
bahçedeki
ağaçta yine de
yiyeceğinden değil
çocukluğunu arıyorsun üzerinde
bin yıl önce düşürdüğün
yitik!
İsmail Uyaroğlu -Fi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder