30 Ekim 2013 Çarşamba

Cumhuriyet Bayramı kutlamaları evrilirken

Son birkaç yıldır başta Cumhuriyet ve bu ülkenin temellerini oluşturan resmi diye isimlendirilen diğer bayramlarında farklı birşeyler olmaya başladı , sivil bir evrilme ile resmi bayramlar kimlik değiştirerek  sivilleşip halkın gerçek bayramlarına dönüşmeye başladı .
 
Dün kü Cumhuriyet Bayramı kutlamalarında da şunu gördüm ki ; resmi törenlerdeki kutlamalar ile bayramlar gerçek kimlik ve ruhlarından uzaklaşıyordu. Ayrıca uzun süredir de uzaklaşmış uzaklaştırılmıştı  . Ne zaman ki halk bu bayramın anlamını , değerini  ve en önemlisi ona kazanımlarını algılamaya , hissetmeye başladı ; onu sahiplenip  sonrasında da kendi bayram kutlamalarını kendi isteği, arzusu ve insiyatifi ile yaratmaya başladı , işte ozaman gerçek ve anlamlı  bir bayram kutlamasına dönüştü  bayramlarımız . İşte bu Cumhuriyet Bayramımız dün tüm gün  ve tüm gece bu duygularla ve bu gerçeklikle kutlandı  , tüm ev , okul ,sokak, cadde ve meydanlarda ...
 
Sanırım asıl ilginç olan kısım da son yıllarda resmi bir politika ile ve ısrarla uygulanmaya çalışılan cumhuriyetin değerlerini yok etme , yok sayma , görmezden gelme , onu hayata geçirenleri karalama gibi yaklaşımların ve tavırların da bu sivil Cumhuriyet çoşkusu ve kutlamasına önemli bir katkı sağladığı da  düşünülebilir. Yoksa teşekkür mü etmeliyiz , halkın  değerlerinin görmesi için uyanmasına sebebiyet verdikleri için onlara ?
 
Herneyse , değerini bulmuş gerçek Cumhuriyet Bayramımızı kutlar , tarih boyunca bu yolda emek harcamız başta Mustafa Kemal olmak üzeri tüm  cumhuriyet emekçilerine teşekkürlerimizi sunarız.
 
Yaşasın Cumhuriyet !
 
 
Aylak Adam
2013 Ekimin Sonu ...

23 Ekim 2013 Çarşamba

Kurban bayramı hediyesi olarak her çocuğa bir KİTAP

Bir  Kurban Bayramı daha geride kaldı . Uzun tatili de fısrsat bilip ,  bayram için kızımla beraber  doğup büyüdüğüm köyüme gitme planımızı yaptığımızda ,  evimizde kızımın okuduğu ya da yaş ve dönemi geçtiği için ve de yeni  alabileceğimiz kitaplara  sıkışık evimizde yer açabilmek için  okuduğu kitapleri tasnif yaptık . Bunun sonucunda geçen yılda yaptığımız gibi bir kısmını   bir başka köyde öğretmenlik yapan kuzenim vasıtası ile kızımdan birer hediye olarak okul öğrencilerine ulaştırmak , kalanını da köyde ki tanıdığımız kızımın arkadaşlarına vermek üzeri ayırdık
Yaklaşın 40-50 civarında kitap çıkardık , bunları bir çantaya koyduk ve yanımızda olanca ağırlığı ile hiç üşenmeden köyümüze götürdük .
Bu esnada bayram arefesinde  kafamızda bir şimşek çaktı ,  köy okulu için ayırdıklarımız dışında bir grup kitabı da  bayram sabahı evimizin önündeki derme çatma tahta masamızın üzerine kuracağımız bir stantla kapımızı bayram kutlaması için çalacak  çocuklara , cep harçlığı gibi , şeker gibi kitap hediye etme fikri oluştu. Harika bir fikirdi doğrusu bu , çocuklarında daha önce böyle bir bayram hediyesi aldıklarını sanmıyordum , heyecanlandık .  Kızım ve bir arkadaşı kitaplari tek tek elden geçirip ilk sayfalarına  küçük notları düşerek , stantımız için ayırdılar  . Bayram sabahı yaklaşık yirmiye yakın kitabımızı alabildiği kadarı ile standımıza dizdik . Beyaz bir kağıda da renki bir şekilde " BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN " altında ki küçük nota da " Buradan bayram hediyesi olarak bir kitap seçebilirsiniz " yazdık .  
Hepimiz biliriz , dini bayramları tarif eden klasik bir tabir vardır  " Bayramlar , yardımlaşmanın , kaynaşmanın , büyükleri ziyaret etmenin , küçükleri hediyelerle sevindirmenin  saygının , sevginin  manevi duygularla ve dini içeriklerle hayata geçirildiği günler..." olarak ifade edilir . 
Biz de açık söylemek gerekirse içeriğindeki kurban olgusunun ruhumuzda yarattığı pek hoş olmayan duyguları da unutmadan ( Bir hayvanın kesilmemesi için kızımla arkadaşının , harçlıklarını birleştime cabaları , gözyaşları ve coban ile dialogları ve sonunda kesilmeme sözünü almış olma mücadelemiz ayrı bir yazı konusu olabilir )  bayramın ruhuna hitap eden ve bizce  çok daha esprili ,  değerli bir şey gerçekleştiriğimizi düşündük ve bunu uyguladık .  Her gelen çocuğa  bayram  hediyesi olarak bir kitap  verdik .  Çok büyük  bir ilgi gördü , gelen çocuklar hem şaşırdılar , hem de çok mutlu oldular , evimiz bu bayram daha da fazla şenlendi , daha fazla çocuk tarafından ziyaret edildi ( Çünkü arkadaşlarına da bu haberi ucurdular tabii ki küçük yumurcaklar ) , kitaplarımı kısa sürede yani birkaç saat içinde tükendi . İlaveler yapmak zorunda kaldık ve diğer bayram için şimdiden çalışmalara başladık , bizde aile  olarak bunu bayram geleneğimiz haline getirmeye karar verdik .  " Bayramlarda ziyaretimize gelen her çocuğa bir kitap " 
Ve böylece  unutulmaz ve güzel bir bayramı geride bıraktık ...
Bayramınız kutlu olsun dostlar , sevgiyle  kalın ve kitap  okuyun !
Aylak Adam
2013 Ekiminin sonları ...

9 Ekim 2013 Çarşamba

Dinle , Küçük Adam !




Dinle Küçük Adam (*)
Sen küçük ve sıradan bir insansın , küçük ve sıradan
Sen kendi kendini köleliğe sürükleyensin
Küçük adam olduğunu bilmiyor , bilmekten de korkuyorsun
Ne kadar az anlarsan , ona hayran olmaya o kadar hazırsın
Sen pislik içindeyken , etraftaki  gösterişlerle gururlanıyorsun
Sana aptal  olduğunu köle olduğunu ne isterlese yapacağını söylüyorlar
Seni sembolleriyle kurban ediyorlar
Kendinden kaçtığın kadar hiçbirşeyden kaçmıyorsun
Eşine çamur atıyorsun,
Çocuğuna ızdırap çektiriyorsun,
Arkadaşlarını alaya alıyorsun , sömürüyorsun,
Boyun eğensin
Verileni alan, istenildiğinde veren
Sevgiye asla karşılık vermemen
Düşene bir tekme atman
Gerçek yerine yalan söylemen
Daima saldıranın yanındasın Küçük Adam !
Kendini gizlice aşağılıyorsun
Kimseye saygı duymuyorsun
Senin için yapılan her büyük şeyi boğuyorsun,
Ama
Gazete ve Tv’de çıkan bir şeyi anlasanda anlamasan da inanıyorsun
Korkaksın
Atılımdan, yükseklerden ve derinlerden korkuyorsun
Sana kitap okumak mı kavga mı seçeneği sunulduğunda,
Kavgayı seçiyorsun
Sen kendine gülündüğünü bile fark etmiyorsun
Kendini sefil, küçük, pis, dağılmış
İktidarsız , sert , sevgisiz ve boş hissediyorsun
Saygının ne olduğunu bilmiyorsun
Sen kabız olmuş müshil alıyorsun
 
Sen “ Hüra! Yaşa ! Varol ! “ diye bağırırsın
Kağıt oynarsın , maç seyreder , istemediğin işte çalışırsın
Ve
Hiçbir zaman yardım edenin  yardımına koşmazsın
Sen seni aşağılayana saygı duyuyorsun
Şarlatan sapık dolandırıcı dediğine bir süre sonra dahi diyorsun
Sen tüketebilirsin yersin bitirirsin ama yaratamazsın !
Dinsel hoşgörüden yanasın ancak ,
Yalnızca kendi dinine hoşgörün var !
Sen büyük isyanların küçük evladısın
Sen kendi şehvetinden korkuyorsun
Karanlık gecede bir hırsız gibisin
Kendi mutluluğunu çalıyorsun
 
Sen ebedi bir sürgünsün
Bu dünyadan sessizce çekip gideceksin
Bağırıyorsun çünkü korkuyorsun
Bağırmak seni amacına yaklaştırmaz küçük adam
 
Fıçı gibisin , fıçı gibi yiyiyor , dolaşıyor ,
Fıçı gibi düşünüyor ve fıçı gibi eğitiyorsun
Sen her şeyini kumlar üzerine inşa ettin
Şimdi gelip yakınıyorsun
Düşünmekten korkarsın çünkü
Düşünmek bedensel hisle bir arada yürür
Sen kendi bedeninden korkuyorsun !
Sevgiyi çalıyorsun , para hırsın var
Egemen olmak için köpek besliyorsun
 
Fikirlerin özgürce söylenmesi ve eleştiriyi,
Çığırtkanlık ve kötü şakalarla karıştırıyorsun
Sen eleştirmek istiyor , eleştirilmek istemiyorsun
Saldırıya uğramadan saldırmak sana özgüdür
Senin hukukun  önderliğin dünyanın boynunda bir ilmiktir.
Yol arkadaşı olarak yalnızca meyhanede tehlikesizsin
 
Sen gerçekleri dinlemiyor
Gürültüyü dinliyor
Sonrada yaşasın , hürra diye bağırıyorsun
Bir gerçek işine gelmediğinde ona deli damgası vuruyorsun
 
Senin bugünkü önderlerin gömlek değiştirir gibi düşünce değiştirirler.
Kurnazlığın insana yaptığı tek şey
Onu zamanından önce mezara götürmektir.
 
Senin sosyallik ve dostluk maskenin ardında barbar bir kimlik var
Ruhunun derinliklerinde kötü niyetlisin
Güzeli geçip kötünün içine giriyorsun
Ben küçük ve zavallıyım
Ben kimim ki kendi fikrim olsun diyorsun
Sen kendine çizdiğin daire içine dolanıyorsun
Ve bir çıkış yolu bulamıyorsun
 ...

(*) Dinle Küçük Adam ( Wilhelm Reich ) Kitabından  Aylak Adam tarafından derlenmiştir...

8 Ekim 2013 Salı

Tahta Bavul ( Denemeler 2013 Vol-2)

Tahta Bavul

Yine yürüyordum bu koca şehirin kadim semtinin  eskiciler sokağında , amaçsız , sebepsiz . 
Sokak dükkanlarının içinde ya da el arabalarının üzeride sergilenen , dikkatimi çeken herhangi bir eski nesne , beni  girdap gibi kendine çekiyor ; olurda birine bakışım ya da dokunuşumda sanki aniden canlanıyorlar ve kendi zamanlarına çağırırcasına  başkalarınca görünmez mucizevi eski yollar açıyorlardı  önümde .  
Bu sokaklarda gezinmek , olur olmaz bir anda kendimi sanki  bir zaman makinasında herhangi bir geçmişe ışınlamak gibiydi .  
Çoğunluğu çıkmaz sokaktı  belki önümde açılan bu eski yolların  ve birçoğundan duvara çarpıp geri dönüyordum  .  Ama bazen öyle bir eskiye takılıyordu ki gözüm , öyle  uçuz bucaksız bir yol açılıyordu ki , o yola çıkmak için karşı konulmaz bir isteğe ihtiyaç duyar gibi oluyordum. O gizemli yol  beni kendine doğru sanki bir mıknatıs gibi çekiyordu   .  Hatta o kadar ki  şu anımı yani  şimdiki zamanımı da yanıma alıp o yola dalıp ,  geçmişe gidip bir daha geri dönememeyi dahi göze alırcasına ...
Belki de bu sokakta ki sebepsiz gezintilerimin ana sebebi buydu .  Ne için  ya da neyin peşinde ve hangi zamana ait bir yolculuk olacağını bilmemecesine dalıp gitmek eskiye , geçmişe  ...
Elbet bu yolculuğa çıkacaktım, yanıma alacağım tek şey beni bana hatırlatacak olan şimdiki zamanımdı , ama onu nasıl yanıma alacak ya da nereye ve nasıl sığdıracaktım ? Boyutunu ve hacmini kestiremiyordum , ne de olsa koskoca bir zamandı mevzu bahis olan .

Dalgın dalgın yürüyordum eskinin eskimiş eskici sokaklarında, eskilere bakarak .  Tam o esnada  birçok eskinin arasından gözüme ilişti o  .  Yavaşça yaklaştım , üzerinde çok uzun ve eski geçmişin ağır izleri açıkça belli  oluyordu . Darbelenmiş , itilip kakılmış,  atılmış ama tüm bunlara karşı kendini korumuştu , belli ki birini bekler gibiydi  . Usulca ellerimi üzerinde gezdirdim , hissediyordum şimdi onun aradığım şey olduğunu  ,tek kaygım  tüm yüküm olan koskoca şimdiki zamanımı sığdırıp sığdıramayacağımdı ?  Ama unutmamalıydım ki burası eskiciler ve eskiler sokağıydı yani mucizelerin sokağı  .  Merak ve heyecanla araladım kapağını , önce gözümü kör edercesine  alan ve sonra kaybolan bir ani ışık , sonrasında eskinin o nemli rutubet ve küflü birleşimiyle ortaya çıkan çekici kokusu , ama buna rağmen garip bir ferahlık ,  dipsiz bir derinlik   ;  karşımda sonsuz  bir hacim var gibiydi , herşeyin kolayca sığacağı .  Gülümsedim kimse görmese de . Parasını eskiciye hemen ödedim pazarlık dahi yapmadan  . Evet bu şey  benim tüm zamanımı yanımda taşıyacak kadar mucizevi büyüklükteydi , bırakın şimdiki zamanımı  tüm geçmişimi de sığdırdım içine ve kapadım kapağını usulca . Elime aldım , o ağır yüküne rağmen kuş gibi hafif ve taşıması kolay geldi bana  , yola çıktım yavaşça  ve  geriye bakmadan daldım eskiciler sokağının bana açacağı  bilinmez yola ,  elimde ki  o eski tahta bavulla ...

Aylak Adam
Ekim'in  başları – 2013


Fotoğraf : A.A

7 Ekim 2013 Pazartesi

Ansızın Bir İnfilak ! ( Denemeler 2013 Vol-1)



Adam  sürekli gözlemlediği , sürekli tekrarladığı , doğruluğuna inandığı konularda birkez daha ve yeniden konuşuyordu .  Bu artık sayısını hatırlamadığı bilmem kaçıncı konuşmasıydı , sıkılıyordu aynı şeyleri tekralamaktan , ama görünmüyor olması , ya da görünmezden gelinmesi , duyarsız kalınması ya da öyle görünülmesi  artık dayanılmaz hale geliyordu , her şey üstüste birikiyor birikiyordu, son günler iyice dayanılmaz geçmeye başlamıştı  ...
 
Uzun konuşması sonrası geriye  döndü  , o esnada kapının kapandığını duydu , gidip kapıyı açtı ...  Önceden beri yanlış bulduğu şeyi yeniden  söyledi .  Bunca  konuşmanın  üstüne aldığı cevap ve bakış  günlerdir üzerinde biriken tüm düşünceler  beyninde bir fırtına kopardı , aklının yavaşça başından uçmak üzeri olduğunu hissediyordu  ...   Ama  hiçbirşey şu cümle kadar suratına bir  tokat gibi çarpmadı “ Bugüne kadar neredeydin !”  Adam kendine  olan tüm kontrolünü  bir anda  kaybettiğini farkedemedi bile . Yalnızca tek bir şey yankılanıyordu beyninde ve çınlıyordu kulaklarında şimdi  “ Bugüne kadar neredeydin bugüne kadar neredeydin bugüne kadar neredey ..."  
 
Bu güne kadar nerede miydi  ?
 
Ve ansızın bir infilak  ...
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

 
Aylak Adam
Ekimin başları  2013