Yine yürüyordum bu koca şehirin
kadim semtinin eskiciler sokağında ,
amaçsız , sebepsiz .
Sokak dükkanlarının içinde ya da
el arabalarının üzeride sergilenen , dikkatimi çeken herhangi bir eski nesne
, beni girdap gibi kendine çekiyor ; olurda
birine bakışım ya da dokunuşumda sanki aniden canlanıyorlar ve kendi
zamanlarına çağırırcasına başkalarınca
görünmez mucizevi eski yollar açıyorlardı önümde .
Bu sokaklarda gezinmek , olur
olmaz bir anda kendimi sanki bir zaman
makinasında herhangi bir geçmişe ışınlamak gibiydi .
Çoğunluğu çıkmaz sokaktı belki önümde açılan bu eski yolların ve birçoğundan duvara çarpıp geri dönüyordum . Ama
bazen öyle bir eskiye takılıyordu ki gözüm , öyle uçuz bucaksız bir yol açılıyordu ki , o yola çıkmak için karşı konulmaz bir
isteğe ihtiyaç
duyar gibi oluyordum. O gizemli yol beni kendine doğru sanki bir mıknatıs gibi çekiyordu . Hatta o kadar ki şu anımı yani şimdiki zamanımı da yanıma
alıp o yola dalıp , geçmişe gidip bir daha geri dönememeyi dahi göze alırcasına ...
Belki de bu sokakta ki sebepsiz
gezintilerimin ana sebebi buydu . Ne için ya da neyin peşinde ve hangi zamana ait bir
yolculuk olacağını bilmemecesine dalıp gitmek eskiye , geçmişe ...
Elbet bu yolculuğa çıkacaktım, yanıma alacağım
tek şey beni bana hatırlatacak olan şimdiki zamanımdı , ama onu nasıl yanıma alacak ya da nereye ve nasıl
sığdıracaktım ? Boyutunu ve hacmini kestiremiyordum , ne de olsa koskoca bir
zamandı mevzu bahis olan .
Dalgın dalgın yürüyordum eskinin eskimiş eskici sokaklarında, eskilere bakarak . Tam o esnada birçok eskinin arasından gözüme ilişti o . Yavaşça yaklaştım , üzerinde çok uzun ve eski geçmişin ağır izleri açıkça belli oluyordu . Darbelenmiş , itilip kakılmış, atılmış ama tüm bunlara karşı kendini korumuştu , belli ki birini bekler gibiydi . Usulca ellerimi üzerinde gezdirdim , hissediyordum şimdi onun aradığım şey olduğunu ,tek kaygım tüm yüküm olan koskoca şimdiki zamanımı sığdırıp sığdıramayacağımdı ? Ama unutmamalıydım ki burası eskiciler ve eskiler sokağıydı yani mucizelerin sokağı . Merak ve heyecanla araladım kapağını , önce gözümü kör edercesine alan ve sonra kaybolan bir ani ışık , sonrasında eskinin o nemli rutubet ve küflü birleşimiyle ortaya çıkan çekici kokusu , ama buna rağmen garip bir ferahlık , dipsiz bir derinlik ; karşımda sonsuz bir hacim var gibiydi , herşeyin kolayca sığacağı . Gülümsedim kimse görmese de . Parasını eskiciye hemen ödedim pazarlık dahi yapmadan . Evet bu şey benim tüm zamanımı yanımda taşıyacak kadar mucizevi büyüklükteydi , bırakın şimdiki zamanımı tüm geçmişimi de sığdırdım içine ve kapadım kapağını usulca . Elime aldım , o ağır yüküne rağmen kuş gibi hafif ve taşıması kolay geldi bana , yola çıktım yavaşça ve geriye bakmadan daldım eskiciler sokağının bana açacağı bilinmez yola , elimde ki o eski tahta bavulla ...
Dalgın dalgın yürüyordum eskinin eskimiş eskici sokaklarında, eskilere bakarak . Tam o esnada birçok eskinin arasından gözüme ilişti o . Yavaşça yaklaştım , üzerinde çok uzun ve eski geçmişin ağır izleri açıkça belli oluyordu . Darbelenmiş , itilip kakılmış, atılmış ama tüm bunlara karşı kendini korumuştu , belli ki birini bekler gibiydi . Usulca ellerimi üzerinde gezdirdim , hissediyordum şimdi onun aradığım şey olduğunu ,tek kaygım tüm yüküm olan koskoca şimdiki zamanımı sığdırıp sığdıramayacağımdı ? Ama unutmamalıydım ki burası eskiciler ve eskiler sokağıydı yani mucizelerin sokağı . Merak ve heyecanla araladım kapağını , önce gözümü kör edercesine alan ve sonra kaybolan bir ani ışık , sonrasında eskinin o nemli rutubet ve küflü birleşimiyle ortaya çıkan çekici kokusu , ama buna rağmen garip bir ferahlık , dipsiz bir derinlik ; karşımda sonsuz bir hacim var gibiydi , herşeyin kolayca sığacağı . Gülümsedim kimse görmese de . Parasını eskiciye hemen ödedim pazarlık dahi yapmadan . Evet bu şey benim tüm zamanımı yanımda taşıyacak kadar mucizevi büyüklükteydi , bırakın şimdiki zamanımı tüm geçmişimi de sığdırdım içine ve kapadım kapağını usulca . Elime aldım , o ağır yüküne rağmen kuş gibi hafif ve taşıması kolay geldi bana , yola çıktım yavaşça ve geriye bakmadan daldım eskiciler sokağının bana açacağı bilinmez yola , elimde ki o eski tahta bavulla ...
Aylak Adam
Ekim'in başları – 2013
Fotoğraf : A.A
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder